Herkül’ün oğlu Polemus geldi, Sarpedon’a kafa tuttu. “Sen
Zeus’un oğlusun, Likya kralısın ama korkaksın saklanıyorsun. Truvalılara bir
yardımın olmayacak boşuna geldin buraya” dedi.
Sarpedon sinirlenerek “şimdi seni öldürürüm görürsün
korkmayı” dedi. İkisi de aynı zamanda mızraklarını fırlattılar, Polemus anında
öldü. Sarpedon da darbe aldı. Polemus’un mızrağı bacağına saplanmıştı.
Likyalılar koşup onu mızrakla birlikte kaçırdılar cephe gerisine götürdüler.
Odyseus Polemus’un öldüğünü gördü, hiddetlendi. Bir an
Sarpedon’un peşine mi gitsin, daha çok Likyalı mı öldürsün bilemedi. Athena onu
Likyalıları öldürmeye yöneltti.
Hektor da olanları görmüştü o tarafa koştu. Geçerken
Sarpedon ondan yardım istedi. “ Ben buralarda öleceğim yurduma kavuşamayacağım
bari beni kalenin içine al orada öleyim cesedim burada kalmasın düşman eline
geçmesin” dedi. Ancak Hektor durabilecek durumda değildi, ona cevap vermeden
yoluna devam etti. Savaş devam ediyordu.
Likyalılar Sarpedon’un gövdesinden mızrağı çıkarabildiler, “o
anda Sarpedon’un gözü karardı, ruhunu teslim etti” derken birden esen Kuzey
yeliyle birlikte ruh ve nefes ona geri döndü.
Hektor ve Ares Yunanlıları öldürmeye devam ediyor ordu
geriliyor, sahile gemilerine doğru çekiliyordu.
Hera olanları gördü, Athena’yı çağırdı, “Yunanlılar
yeniliyor, biz Menelaus’a yardım edeceğimize söz vermiştik, koş gidelim” dedi.
Arabaları hazırlandı, Athena süslü işlemeli elbisesini çıkarıp savaş gömleği ve
zırhı giydi. Silahlandı, kalkanını omzuna attı. Kalkanda Panik, Terör, Bozgun
ve Saldırı simgeleri Medusa’nın yılanlı başını çerçeveliyordu. Bu herkesi
korkutacak meşhur kalkandı.
Başına aynı derecede korkutucu olan işlemeli boynuzlu bir miğfer
taktı. Elinde ağır bir mızrak arabaya atladı. Kırbaç şakladı atlar yol aldı.
Son sürat Zeus’un yanına gittiler. “Bu manyak Ares, Truvalılara yardım ediyor,
tek istediği bizi üzmek” diyerek, savaş meydanına inmek için izin istediler.
Zeus “Gidin bakalım. Athena onun hakkından gelir. Yağma Tanrıçası…” dedi.
Hera Agamemnon’un adamlarına “niye iyi savaşmıyorsunuz?” diye
çıkıştı. Athena Diomedes’i buldu. Yarasını tedavi etmekle meşgul olan
Diomedes’e “niye korkaklık yapıyorsun? Niye saldırmıyorsun? Ne oldu sana” diye sordu.
Bu sözlere Diomedes şaşırdı: “Ben senin emirlerini takip ediyorum. Tanrılara
saldırmayacaksın demiştin onun için Ares’e saldırmıyorum.” Dedi.
Athena, “Şimdi saldırmanı istiyorum. Bu iki yüzlü Ares’in
işini bitirelim” dedi. Küçük bir el hareketiyle arabadan Sthenelus’u atıverdi.
Capaneus’un oğlu yere popo üstü düşerken kendisi arabaya bindi. Araba Athena ve
Diomedes’in ağırlığıyla gıcırdadı.
Athena dizginlere asılıp, soluğu Ares’in yanında aldı. Tanrıça
kara bir miğfer takmıştı yüzü görünmüyordu. Ares onun kim olduğunu anlayamadı ama
Diomedes’i tanımıştı, dev gibi bir adamı öldürüp bir kenara attıktan sonra
mızrağını Diomedes’e fırlattı. Athena
mızrağın yönünü şaşırtıp, Diomedes’i kurtardı. Sonra Diomedes mızrağı Ares’e
fırlattı, mızrak Athena’nın yardımıyla hedefi buldu. Mızrak saplanınca, Ares
öyle bir bağırdı ki sanki dokuz- on bin kişi aynı anda bağırmış gibi ses çıktı
bütün ovada yankılandı.
İki taraf da korkmuştu. Ares Diomedes’e bir baktı sonra
yukarı Olimpos’a doğru fırtına bulutu gibi dönerek havalandı. Babası Zeus’un
yanına gidip sızlanmaya başladı. “Bak beni yaraladılar. Kızmadın mı?” dedi. “Ah
biz tanrılar neler çekiyoruz. Hep senin şımarık kızın yüzünden. Diomedes’ e
yardım ediyor. O serseri de önce Afrodit’e, sonra bana saldırdı. Neyse ki ben
çok hızlı davrandım. Kurtardım kendimi” diye devam etti.
Zeus oğlu Ares’e kızdı “Seni serseri,yalancı, iki yüzlü
manyak! Oğlum olmasan atardım seni dağdan aşağıya ama evlatsın atılmıyorsun”
dedi, şifacı tanrıyı çağırdı. Ares’ e “Tanrılar ölmez, tedavi edileceksin”
dedi. Şifacının sürdüğü merhemle Ares hemen iyileşti.
Ares’i durdurmakta başarılı olan Hera ve Athena’da Olimpos’a
döndüler, Zeus’un yanında yerlerini aldılar.
Tanrılar bir günü daha keyifle kapadılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder